Prof.Dr.
Yusuf Alper Kılıç
Genel Cerrahi ve
Yoğun Bakım Uzmanı
Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi
Genel Cerrahi Anabilim Dalı

1992 yılında Erzincan Depreminde, 1999 yılında Körfez Depremi ve Düzce Depreminde görev yaptı. Körfez Depremi sırasında Hacettepe Üniversitesinin daha sonra Sağlık Bakanlığına devrettiği Adapazarı Şeker Mahallesindeki sahra hastanesini kurdu.
2000-2004 yılları arasında Society of Critical Care Medicine'ın Elektronik Komünikasyon Komitesi üyesi, 2009-2012 yılları arasında European Association for Endoscopic Surgery'nin Eğitim Komitesi üyesi ve European Society of Trauma and Emergency Surgery'nin Acil Cerrahi Bölümü Sekreteri olarak görev yaptı. 2005-2011 yılları arasında Türk Dahili ve Cerrahi Bilimler Derneğinin kurucu yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. 2009 yılından itibaren TUKMOS Harp Cerrahisi Komisyonu üyesi olarak çalıştı.
Türkiye'nin ilaç ve tıbbi cihaz konusunda dışa bağımlılığını önemli bir sorun olarak gören Dr.Kılıç, akademik hayatı boyunca bu konularda araştırma ve geliştirme çalışmaları yürüttü. 2018 yılından bu yana Hacettepe Teknokentte, özellikle harp, afet ve pandemi gibi olağandışı şartlarda kullanılacak yenilikçi tıbbi cihazlar ve yapay zeka uygulamaları üzerinde çalışmaktadır. 2020 yılından itibaren pandemiye yönelik yürütülen tıbbi cihaz geliştirme çalışmalarında Türkiye'nin önde gelen teknoloji şirketlerine danışmanlık yaptı. 2020 yılında Hacettepe Teknokent Teknoloji Geliştirme Merkezi Yönetim Kurulu üyesi olarak görevlendirildi.
Dr. Kılıç meme endokrin cerrahi, minimal invazif cerrahi, kolorektal cerrahi ve üst gastrointestinal sistem cerrahisi konuları başta olmak üzere genel cerrahinin tüm alanlarında çalışmaktadır. Hekimliğin, emperyalist endüstrinin biçimlendirdiği kalıplar dahilinde icra edilmesi mümkün olmayan bir sanat olduğu ve öncelikle hasta için neyin faydalı olduğunun gözönünde bulundurulması gerektiği inancındadır. İngilizce, Almanca ve Japonca bilmektedir.
Genel Cerrahi
01
Meme Cerrahisi
Meme kanseri etkin şekilde tedavi edilebilen bir hastalık olmakla birlikte, gelişiminde etki eden çevresel faktörlerin her geçen gün artması riski azaltmaya yönelik önlemlerin ve erken tanının giderek daha önemli hale gelmesine neden olmaktadır. Esas hastalığın tedavisi yanında, memenin diğer alanlarında ve diğer memede kanser gelişmesi riski, hastada bir genetik yatkınlık olması olasılığı, tümörün ne derece saldırgan davranabileceği de ayırt edilmeli, hastanın takibi risk azaltma seçenekleri de gözönünde bulundurularak planlanmalıdır. Bir diğer önemli nokta tedavi sürecinde hastanın beklentisidir. Hekimin farklı tedavi seçeneklerinin sonuçları hakkında hastaya vereceği bilgiler ışığında karar verilmelidir.


02
Endokrin Cerrahi
Endokrin cerrahi tiroid, paratiroid, adrenal, pankreas gibi hormon salgılayan organları ilgilendiren hastalıkların tedavisi ile ilgilidir. Çoğunlukla bu organların iyi huylu ya da kötü huylu tümörlerinin yerinin tespit edilerek çıkarılması, ya da aşırı hormon salınımına neden olan lezyonun çıkarılmasına yönelik ameliyatları içerir. Bu hastalıklar endokrin organların kanlanmasının fazla olması, yerleşimleri nedeniyle hassas ve önemli yapılara (ses tellerine giden sinirler ve kalsiyum dengesini sağlayan bezler gibi) yakınlıkları nedeniyle dikkatli ve özenli bir cerrahi tedaviyi gerektirirler.
03
Minimal İnvazif Cerrahi
Minimal invazif cerrahi karın içerisine karbondioksit gazı verildikten sonra trokar adı verilen küçük deliklerden girilerek kamera ve özel aletler yardımı ile yapılan bir cerrahi girişimdir. Bazı vakalar için öğrenme süreci uzun ve deneyim gerektiren tekniklerin uygulanması gerekir. Ameliyatın iki boyutlu bir görüntü üzerinde ve dar bir alanda yapılıyor olması zorluklar getirmekle birlikte, doğru karar verilmiş vakalarda önemli üstünlükleri de vardır. Laparoskopiye ek olarak robotik cerrahi olarak bilinen yöntemin de bazı ameliyatlarda sağladığı yararlar mevcuttur. Bununla birlikte ileri teknoloji kullanıyor olmanın her zaman faydalı olduğu düşüncesinin doğru olmadığı ve pek çok durumda açık ameliyatların üstünlüklerinin daha ağır basabileceği de akılda tutulmalıdır. Bu konuda deneyimli bir cerrahın ameliyatı teknik olarak yapmak kadar farklı teknikler arasındaki üstünlükleri iyi karşılaştırabilmesi ve hasta için en uygun yöntemi seçmesi de önemlidir.


04
Kolorektal Cerrahi
Kolorektal cerrahi kalın bağırsak ve rektumu ilgilendiren tümöral, iltihabi ve mekanik sorunlarla ilgilidir. Kolorektal kanser sıklığı artan önemli bir sağlık problemidir. Ameliyat tekniğinin ve genişliğinin doğru belirlenmesi, ameliyat öncesi ve sonrasında uygulanacak ek tedavilerin iyi planlanması ve anastomoz kaçağı gibi olası komplikasyonların tedavisi son derece önemlidir. Uygun hastalarda aemliyatların minimal invazif tekniklerle (laparoskopik ya da robotik) yapılması mümkün olabilir. Özellikle rektumu ilgilendiren tümörlerde sfinkterlerin korunması ve dolayısıyla kalıcı bir kolostomi gereğinin ortadan kaldırılması için uygulanabilecek tedavilerin ve tekniklerin iyi seçilmesi ve doğru uygulanması önemlidir. Bazı hastalarda ameliyat öncesi kemoterapi/radyoterapi ile tümörün küçültülmesi ya da çok aşağı seviyeye anastomoz yapılması gerekebilir.
05
Üst GİS Cerrahisi
Üst gastrointestinal sistem yemek borusu, mide ve onikiparmak bağırsağından oluşmaktadır. Bu bölgede gelişen tümörlerin tedavisinde cerrahinin planlanması ve lenf nodu diseksiyonunun yeterli genişlikte yapılması önemlidir. Özofagus ve mide ile birleşiminin hem karın boşluğu hem de göğüs boşluğundaki fizyolojik değişkenlerden etkileniyor olması ve yemek borusuna yönelik amaliyatların göğüs boşluğunun ve boynun da açılmasını gerektirebilmesi bu ameliyatları teknik olarak farklı ve komplike kılmaktadır. Ayrıca sıklıkla uygulanan morbid obezite ameliyatları ve reflü ameliyatları da bu bölgenin ameliyatları arasındadır.


06
Hepatopankreatikobiliyer Cerrahi
Duodenumun (onikiparmak bağırsağı) ikinci kısmı ve pankreasın baş bölgesi sindirim sisteminin farklı salgılarının birleştiği ve pekçok önemli anatomik yapının geçtiği bir kavşak noktasıdır. Bu nedenle bu bölgenin ameliyatları oldukça komplike ve riskli ameliytlar sayılır. Karaciğer ve safra yollarına yönelik yapılacak cerrahi girişimler de karaciğerin kanlanmasının fazla olması ve toplardamarlarının doğrudan kalbe açılan damara dökülmesi nedeniyle teknik zorluklar içermektedir.
07
Yoğun Bakım
Cerrahi çoğunlukla ameliyatlarla ilgili teknik bir disiplin olarak algılansa da, özellikle büyük ve komplike ameliyatlar geçiren ve anastomoz kaçağı, karın içi enfeksiyon gibi komplikasyon olasılıklarının yüksek olduğu durumlarda hastanın iyileşme süreci, fizyolojik dengesindeki olumsuz değişikliklerin zamanında farkedilmesini ve doğru şekilde tedavi edilmesini gerektirir. Ayrıca hastalarda hayati risk oluşturacak sorunların gelişmesi ve yoğun bakımda tedavi edilmelerinin gerekmesi de sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Bu nedenle ameliyatın planlanması ve uygulanması kadar, hastanın ameliyata hazırlanması ve ameliyat sonrası ortaya çıkabilecek sorunların tedavisinin etkin şekilde yapılması da son derece önemlidir.
